23 Haziran 2014 Pazartesi

Şah İsmail'e Dair

Şah'a Dair

Tarihin geri plana itmeye kalkıştığı ama başaramadığı tek İsmail, Şah İsmail.


Siyasi ve askeri kimliğinden öte biraz kendisine değinelim . Şah  daha küçükken ölüm korkusuyla tanışmış, dedesinin müridlerince kaçırılmasa öldürülecek, belki bu bize, neden cihana kafa tuttuğunun bir ön bilgisi, cesaretinin alt metni.


Yıllarca kaçak, gözlerden ırak bir hayat sürdü 12 yaşında yandaşlarına nasıl kale fethedileceğini anlatıyordu. Şimdi bir es verip düşünmeye başlayalım 12 yaşında biz ne yapıyorduk ? Tamam şimdi okumaya devam.


Kaçak olarak yaşıyor ve ele geçmekten korkuyor. Bu süre zarfında yandaş toplayabilmek için kilometlerce yol yapıyor, iklim değiştiriyor. Sırrı şu ki karşılaştığı herkes, sözüne değen herkes onun tılsımına katılıp safını belirliyordu. Yeri Şah'ın yanı.


Şah'ın sözleri kişiliği hemen hemen her şey tılsımlı gibiydi ve bu tılsıma hor görülen anadolu halkı da karşı koyamamıştı. Anadolu sel olup Şah'a gidiyordu özellikle Erzincan, Sivas ve Karaman . Karaman biraz şaşırttı sanırım evet Karaman Türkleri de Şah'ın yoluna düştüler.

O dönem Yavuz yanlıları dilekçelerine şunları dökerken : '' İşte bir zaman geldi ki Rum ülkesinin halkının çoğu Erdebil olup kafir oldu'' Hoca Sadeddin ise böyle döker kaleme '' Ol tarifenin kalanı dahi terki diyar etmek istediler,  Ölüsü dirisine yüklenip cümlesi çıkup gitmek istediler '' .


Ömründe ve diyarında bir saygı görmemiş anadolu halkı tümen birliği oluşturuyorlardı Şah'ın yanında , gördükleri bu saygınlık ve itibar Şah'a bağlılığı daha da arttırıyordu. Ne Osmanlı'nın ne de Dulkadiroğulları'nın önlemi durduramıyordu Şah'a giden halkı.


Aşık Paşazede'nin duyduğu bir söylentiye göre halk Şah'a giderken şunları söylüyordu  '' Bizler hac yerine erdebil ziyaretini yeğliyoruz,  Biz ölüye değil diriye varırız''. Şah'ın ilahlaştırılması halktan Şah'tan değil.



Bu akış boşuna değil bu oluk oluk insan seli Şah'ın hikmetine değil kelamına, bilgisine, eğitimine geliyor. Hemen hemen tüm söylentilerde gücü ve heybetinden dem vuruluyor.



Siyasi ve Askeri kimliğinden değil kendisinden bahsettim biraz sonuna şu notu düşmeyi de görev atfederim kendime. Şah çok usta bir sanatçıdır, alevi cemlerinin ulu ozanıdır...


Şah İsmail Şah Hatayi' dir.


Şah'ın kalemiyle bitiriyorum ilk yazımı hikmet getirmesi dileğiyle..


Ela gözlü pirim geldi
Duyan gelsin işte meydan
Dört kapıyı kırk makamı
Bilen gelsin işte meydan

Hudey hudey dostlar hudey
Hudey hudey canlar hudey

Ben pirimi hak bilirim
Yoluna can veririm
Dün doğdum bugün ölürüm
Ölen gelsin işte meydan

Hudey hudey dostlar hudey
Hudey hudey canlar hudey

Bağ olan yerde bağ olur
Gül olan yerde hav olur
Bu sitemler çok zor olur
Çeken gelsin işte meydan 

Hudey hudey dostlar hudey
Hudey hudey canlar hudey


Şah Hatayi der sırrını
Ortaya koymuş serrini
Nesimi gibi derisin
Yüzen gelsin işte meydan

Hudey hudey dostlar hudey
Hudey hudey canlar hudey



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder